17 Ocak 2014 Cuma

Inferno



Inferno, Dario Argento’nun yönettiği Suspiria ve Mother of Tears filmleriyle birlikte Three Mothers (Üç Ana) üçlemesinin ikinci filmi. Argento’nun hikayesini yazdığı filmin senaryosu Thomas de Quincey’in Suspiria de Profundis kitabındaki Üç Ana’ya dayanır.

Argento filmlerinin giallo dünyasında dolaşan karanlığın dişi güçleri farklı şekillerde karşımıza çıkar. Inferno’nun daha başında latince yazılmış bir kitaptan adeta karanlığın yüreğinden gelen Üç Ana’nın Roma, New York ve Almanya’daki farklı mekanlardan dünyaya acı, gözyaşı ve karanlık getirmeye çalıştıklarını öğreniriz. Üçlemede yer verilen  Suspiria de Profundis’in Üç Ana’sı ise sırasıyla şöyledir; Mater Suspiriorum (Acıların Anası),  Mater Tenebrarum (Karanlığın Anası), Mater Lachrymarum(Gözyaşlarının Anası). Bu üç  cadı  kızkardeş, Argento evreninde korkunun kraliçeleri olarak yerini alır.
1980 yapımı Inferno, konusuyla Karanlığın Anası’nı hikayenin merkezine taşır. Gözyaşlarının Anası da güzel kedili kadın olarak filmde yer yer karşımıza çıkar. Filmin başrollerini Leigh McCloskey ve Irene Miracle paylaşırken Veronica Lazar, kısa ve öz olarak Karanlığın Anası rolü ile karşımıza çıkmaktadır.


Filmde Rose (Irene Miracle) adında genç bir kadın, New York ‘ta Kazanian Antiques adlı yerel bir antika dükkânından mimar Varelli’nin yazdığı Latince bir kitap satın alır. Kitabı okudukça kendi binasının sırlarını açığa çıkarmaya başlar. Bu durum karşısında gittikçe dehşete kapılan Rose, Roma’daki erkek kardeşi Mark’tan yanına gelmesini ister. Mark (Leigh McCloskey), kardeşini görmeye New York’a gittikten sonra cümbüş başlar.

Mater Suspiriorum yani Acıların Anası, İç Çekmelerin Anası olarak da anılırken Argento, iç çekimlerin babası gibidir. Inferno’da Suspiria’daki çoğu benzer kareyi Suspiria’yı hatırlatacak ölçüde görebiliriz. Sara adlı karakterin yağmur yağarken arabadaki görüntüsü Suspiria Suzy’sinin görüntüsüyle birebir aynı gibidir. Diğer iç mekanlardaki kırmızı ve mavinin oyunu ise seyirci üzerinde benzer etkiyi bırakabilir. Yalnız Inferno’nun görüntü yönetmeni, Argento’nun Phenomena adlı efsane filminde olduğu gibi Romano Albani iken Suspiria’nın görüntü yönetmeni ise Luciano Tovoli’dir.

Verdi’nin Va Pensiola’sının eşlik ettiği sahne, kedilerin şafağı ve farelerin hücumu sahneleri, Inferno’nun öne çıkan sahneleri arasında yer alır. Inferno, kuşkusuz Suspiria kadar öne çıkan bir yapıt değildir ve vaat ettikleri de onun kadar gösterişli değildir. Üçleme filmi olduğu için başarılı ağabey olan Suspiria’nın yanında ezilmiş küçük kardeş gibi olduğundan gölgede kalır. Benzer bir şekilde filmde işlenen Karanlığın Anası, Gölgelerin Anası olarak da anılır. 

Inferno’nun Argento’nun başyapıtları arasında yer almaması etkili bir korku filmi olmadığı anlamına gelmez. Türün severleri tarafından veya Argento hayranları bakımından  vaktiyle azımsanamayacak ölçüde bir beğeni kazanır. Sürrealizmin sularında dolaşan bir Argento evreni için Inferno deneyimi, eşsiz bir renk paletinin dokunuşu olabilir. Kiler kapağı bile güzel gözüküyor, ben ne diyeyim…

Aytaç Özge


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder