7 Nisan 2010 Çarşamba

Akla takılan hafıza kartları zamanı…



Biri beni takip ediyor, hayır ben onu takip ediyorum. Rüyamı yönlendirirken aniden yüksek bir yerden düşer gibi oluyorum. Boşluğa düşerken birden uyanıyorum. Ve ışıklar kapalıyken karanlık bir film böyle başlıyor. Devamında ise sürekli o hissi yeniden deneyimlememe neden oluyor. Duvarda asılı Blade Runner dünyasının kararmış resminden akan bir damla, distopyan manga atmosferindeki bir yılbaşı arifesinde peliküle düşüyor: Strange Days...

Futuristik noir olarak nitelendirilebilecek Strange Days'in yapım yılı 1995. Büyük bir bölümü Steadicam'le çekilen filmin yönetmen koltuğunda Kathryn Bigelow otururken senaryosunda Bigelow'un eski eşi ve “Terminatör”ün babası James Cameron ile Martin Scorsese'nin yönetmenliğindeki “The Age of Innocence” ile “Gangs of New York”un senaristi Jay Cocks'un imzası var. Oyuncular arasında Ralph Fiennes, Angella Bassett, Tom Sizemore ve geçtiğimiz temmuz ayında Rock'n Coke'ta sahne alan filmde de bir şarkıcıyı canlandıran Juliette Lewis yer alıyor.

Yılbaşı arifesinde kaos…

Yıl 1999. Milenyum arifesinde melekler şehri Los Angeles. Anarşizm doyma noktasına ulaşmak üzereyken eski bir polis olan Lenny Nero (Ralph Fiennes), başkalarının anılarını pazarlamaktadır. Klip olarak kafa raflarında yer alan bu anılar sayesinde bir erkek, isterse bir kadın olabilir ya da kişiler, başkaları olup onların deneyimledikleri her şeyi deneyimleyebilmektedir. Gerçek yaşam kesitlerini aktaran bu dijital kayıtlarda Nero, eski sevgilisi Faith'le (Juliette Lewis) geçirdiği günlerin anılarına bağımlıdır. Faith'le tekrar birlikte olmak isteyen Nero'nun hayatı, snuff tarzı bir dijital kayıtla farklı bir yönde ilerlemeye başlar.

Androidler tuhaf günlerde elektrik koyun düşleyebilir mi...

Gondry'nin distopyan filmi Eternal Sunshine of the Spotless Mind'da karakterler geçmişini, anılarını silmeye çalışırken Strange Days'de bu anılar bağımlılık yaratıyor. Geçmiş deneyimleri sayesinde insanlar, başka bir fantazyada “prozac”larını sanal olarak alıyor. Mutluluk başkasının hafıza koridorlarında koştururken bulunuyor. Lenny ise başkalarının anılarını deneyerek yaşamaya çalışan replikalara alternatif deneyimler yaratıyor. Lenny'nin sahte Rolex saatleri de bu noktada mükemmel bir yere düşüyor. Eternal Sunshine'da geçmişini yok ederek ilerlemeye çalışan bellekler, Strange Days'de orijinal hayatlar yerine kopyası yapılan deneyimlerle başkalarının geçmişinden ya da kendi güzel günlerini tekrar yaşamaya çalışan kopyalarına dönüşüyor. Soğuk Savaş dönemi paranoyalarıyla öykülerine yön veren Philip K. Dick'in elektrik koyun düşleyen öteki replikantları, siber punk evreninde farklı bir formülle sunuluyor. Strange Days'de Angela Basset'ın canlandırdığı Mace de bu kopya hayata karşı durup yaşamın gerçek zamanlı olduğunu, playbackler olmadığını söylüyor. Anıların kaybolmak için var olduğunu ve böyle tasarlanmalarının bir sebebi olduğunu savunuyor. Modern hayatın düşüşü akıllara Adorno'yu getiriyor: “Şimdi hayat yaşamıyor.”

Distopyan bakış açısı, konusu ve atmosferiyle birçok filmle karşılaştırılabilecek Strange Days'i seyrederken akıllara Blade Runner, Brainstorm, Strange Days ile aynı yılda çekilen Johnny Mnemonic geliyor. Strange Days'ten sonra çekilen birçok film ise benzer nakaratlara sahip: Open Your Eyes, Existenz, The Matrix, A Scanner Darkly.

Irkçılık ve röntgencilik kavramlarının sorgulandığı filmde ayrıca Skunk Anansie'den Selling Jesus performansıyla Juliette Lewis'ten Pj Harvey esintili Hardly Wait performansı da klip tadında arzı endam eyliyor. Film, gişe başarısı yakalayamasa da izleyenine uzun ama enfes bir maraton sunuyor. Lenny'nin deneyimini yaşayan röntgenci film seyircisi, karanlık sokaklarda oradan oraya koştururken birden duraksıyor. O sırada bir kıyamete “The End” ile eşlik eden The Doors'tan başka bir kıyamet arifesinde şu sözler geliyor: “Strange days have found us, and through their strange hours, we linger alone, bodies confused, memories misused, as we run from the day to a strange night of stone”

Özge Öndeş

Kaynak: http://www.resetmagazine.net/resetsayi39/sinema/Strange-Days.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder