10 Temmuz 2013 Çarşamba

Maniac (1980) vs Maniac (2012)


Slasherların “Taxi Driver”ı olarak da bilinen “Maniac”,1980 yapımı kült bir William Lusting filmi. Elijah Wood’un başrolünü üstlendiği yeniden çevrim “Maniac”ın yönetmen koltuğunda ise  “Wrong Turn at Tahoe”  ve “P2” adlı filmlerin yönetmeni Franck Khalfoun oturuyor.  Her iki filmde de kurbanlarının kafa derilerini soyarak saçlarını cansız mankenlerde yaşatan Frank adlı seri katilin öyküsü, peliküle aktarılıyor. 


!f kapsamında Türkiye’de gösterilen;  Alexandre Aja, Thomas Langmann, William Lustig’in yapımcılığını üstlendiği 2012 yapımı “Maniac”,  Dario Argento motiflerini anımsatan bir  havada geçiyor. Özellikle ilk yarısı ve müzikleriyle Argento havası estiren filmin orjinal manyağı Frank Zito’yu aynı zamanda orjinal senaryoyu da yazan Joe Spinell, muhteşem bir performansla canlandırırken 2012 yapımında Elijah Wood, aynı rolde biraz daha karakteristik farklılıklar sergiliyor. Daha sosyal, daha girişken olan orjinal manyak; 80 döneminin New York’una korku salarken 2012 yapımındaki Elijah Wood  Frank’ı, daha genç ve daha tıfıl bir manyak versiyonu.  Wood; utangaç,  dışarıdan süt dökmüş kedi gibi görünüp yere bakan yürek söken bir Los Angeles avcısını canlandırıyor. Wood’la Spinell’den daha az karşılaşıyoruz ve Joe Spinell’in Frank’inden farklı olarak kırılgan görünümü ve bebek yüzlülüğüyle kadınlara zararı dokunmayacak bir tip gibi duruyor.  Bu sayede dışarıya karşı  güvenilir bir izlenim verirken kendisi kolayca avlanabiliyor. Hatta bir adım ileri giderek çağa ayak uydurup internetin nimetlerinden de faydalanıyor. 


Yapımcı koltuğunda oturan Alxandre Aja ise  2012 yapımı “Maniac”ın senaryo yazarları arasında da yer alıyor. Aja’nın, başarılı korku filmi “Haute Tension”un yönetmeni olması, yeniden çevrimde o kadar tanıdık geliyor ki kamera kullanımlarının ve yapısının benzerliği ile katilin gözünden  benzer bir atmosfer yaşanıyor. İlginç olan diğer bir ayrıntı ise filmin yönetmeni Khalfoun’un “Haute Tension”da yer alan aktörlerden olması.
2012 yapımı “Maniac”ta genelde manyağımızın gözünden biz kurban edilirken; bazen manyak gibi hareket edip bazen de dışarı çıkıp ona bakabiliyoruz. Kameranın kullanımı, yer  yer izleyiciyi filmden uzaklaştırıp kısmen de içine girmesiyle kurban edilmesine yol açabiliyor.
Filmin müzikleri ise Maniac’ın geneline hakim olarak şüphe götürmeyecek derecede başarılı. Açıkçası filmin jeneriğinde “Music by Rob” diye yazınca biraz güldük. Ancak daha sonra müziklerin ruh hali; o tek isimli Rob’u alnından öpme isteği uyandırdı. Argento  film müziklerini alıp (hatta burada açık ara Goblin diyebiliriz) 80’lerin stiliyle müzik paletinde karıştırınca ortaya leş bir slasher soundtrack çıkarılmış. Bu leş soundtrack, filmin dokusuna işleyip gayet başarılı bir şekilde sahnelere yediriliyor. Tavsiyem Rob & Chloe Alper- Juno adlı eser. O kadar başarılı ki izlediğim andan şu satırları yazdığım ana kadar dinlemediğim bir gün bile olamadı.




Anne Ben Manyak Oldum 
Her iki manyağımız da  Hitchcock “Psycho”su misali annelerinden muzdarip. Joe Spinnel Frank’ı ve Elijah Wood Frank’ı aynı ölçüde “anne issiue” darbesi yemiş karakterler olarak vücut buluyor. Yeni”Maniac”ta anne, orjinal Frank’ın monologlarındaki figür halinden çıkıp vücut buluyor. Ayarlarıyla oynanmış yeni versiyonda bize Frank’ın neden manyak olduğu ve iç dünyası daha açıklamalı olarak anlatılıyor. Hatta “Taxi Driver” unsuru yeni Maniac’ta orjinal filmdeki “are you talking to me” Frank’inden daha baskın olarak karşımıza çıkıyor. Film, “manyak,  neden manyak” temasını da ayrıntılı olarak görselleştiriyor. Her iki filmin temel yapı taşı cansız mankenlerimiz  Nisan Akman’ın 1987 yapımı “Bir Kırık Bebek” adlı filmini de akıllara getirirken iki filmin de en önemli sahnelerine imza atıyor.
Açıkçası filmi ilk izlediğimde emin olamadım, kendi içimde bir gidip geldim; ama sahnelerini düşündükçe gayet başarılı olduğuna inanıyorum. 1980 “Maniac”tan daha acımasız ve vahşi bir versiyon olarak gore sahnelerden hiç kaçınılmamış. Hatta daha sert ve sansürsüz… Tabii, ikinci yarıda bizi korkudan daha fazla psikolojik baskı bekliyor. Ayrıca belirtmem gerekir ki muhteşem orjinal filmi de kafamda Serpil Çakmaklı tokasıyla 80’lerde izleseydim muhtemelen yarattığı etkiyi kelimelere dökemeyebilirdim.
William Lusting’in 1980’de çektiği “Maniac”ın 2012 ile kapışma gibi bir derdi yok. Lusting’in Maniac’ı bambaşka ancak yine Lusting’in parmağı olan yeni  “Maniac”, yeniden çevrim furyasındaki  pek çok kült korku filmi çevrimlerinden oldukça farklı ve özgün olarak öne çıkıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder